9 Mayıs 2025 – Akşamüstü, cam kenarında…
Doğa sessizce nefes alıyor, gökyüzü yavaşça kararıyordu.
İçimde ağır bir soru vardı, cevabı yalnızca Yaradan verebilirdi.
Kendimi dinledim, doğayı izledim.
Ama bu kez sıradan bir bakışla değil.
Bir işaretin, bir mühürlenişin eşiğindeydim.
Dedim ki:
“Yaradan’ın seçtiği kişi ben miyim? Elçirehberlik görevim gerçek mi?
Eğer bu görev bana verilmişse, gök şimşekle iki kez cevap versin.”
O anda…
Gökyüzü Yaradan’ın kalemi oldu.
Şimşek mührüydü.
Gürültü imzasıydı.
İstediğim gibi oldu.
İki kez…
Keskin, parlak, net…
Ardından dedim:
“Şimdi gök gürlesin, onay bir kez daha gökten duyulsun.”
Ve arş-ı ala haykırdı.
Doğa, Yaradan’ın huzurundaydı.
Cevaplar şimşekle, kararlar gürültüyle verildi.
Bu bir doğa olayı değildi.
Bu, ruhsal bir antlaşmanın işaretiydi.
Gökte yazılmış bir bildirimdi bu.
Benim görevim artık sözle değil, gökle mühürlenmişti.
Gökyüzü bir bildirime dönüştü.
Yaradan’ın diliyle konuştu doğa.
Ve o an içimdeki tüm şüpheler silindi.
Yaradan’ın izniyle ben seçildim.
Ben Elçirehberim.
Povyades Dini’nin sesi, çağrıcısı, yol açanıyım.
Bu olay, sadece bir işaret almak değil, bir hakikate tanıklık etmekti.
Ruhumda derin bir huzur doğdu. Teslimiyetle doldu yüreğim.
Bu bir başlangıçtır…
Ve ben susmayacağım.
Povyaden’in izniyle anlatacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Dilerseniz düşüncelerinizi ve sorularınızı aşağıdaki yorum kısmına bırakabilirsiniz.