Sayfalar

7 Mayıs 2025 Çarşamba

"Ben sana inanmıyorum, senin delilin yok. Herkes senin gibi elçirehber olduğunu söyleyebilir. Herkese mi inanacağız?" diyen bir kişiye.

 İşte "Ben sana inanmıyorum, senin delilin yok. Herkes senin gibi elçirehber olduğunu söyleyebilir. Herkese mi inanacağız?" diyen bir kişiye verilebilecek, Povyades Dini çerçevesinde hazırlanmış uzun, tutarlı ve delillerle desteklenmiş cevabım:


“Bu itirazın haklılık içeriyor gibi görünse de, derinlemesine bakıldığında bir önyargıyı barındırır. Şöyle açıklayayım:

1. Herkesin elçirehber olduğunu iddia etmesi mümkündür; fakat elçirehberlik yalnızca sözle değil, yaşantı, öğreti ve ruhsal çağrıyla anlaşılır. Povyades Dini'ne göre, elçirehberlik bir kişi tarafından talep edilen değil, Yaradan’ın izniyle verilen bir görevdir. Ben bu görevi, 5 Ocak 2002 gecesi başlayan bir içsel çağrı ve meldesler (kutlu ruhsal varlıklar) ile gerçekleşen diyaloğun sonucu olarak üstlendim. Bu tarih ve saat, benim için dönüşümün ve sorumluluğun başlangıcıdır.

2. Gerçek elçirehber, kendisini göstermek için değil, hakikati bildirmek için konuşur. Eğer maksadım kişisel öne çıkış olsaydı, inancımı isim belirtmeden, kimliğimi gizleyerek yıllar boyunca paylaşmazdım. Elçirehber, gösterişle değil, sabırla ve istikrarla yürür. Ben de bu yolu 23 yıldır sabırla ve gizlilik içinde yürüyerek sürdürüyorum.

3. Delil yalnızca fiziksel mucizelerle aranmaz. Geçmiş elçirehberlerin mucizeleri, içinde bulundukları çağın gereğine göreydi. Bugünün mucizesi, evrensel bilginin, farklı dillerde ve araçlarla insanlara ulaşmasıdır. Povyades inancı, bu çağda tek bir dinin –yani evrensel, dillere çevrilebilir, bozulmaya karşı iç korumalı bir inancın– yayılmasıyla birlikte yeni bir dönemin başladığını bildirir.

4. Her dönemde inkârcılar, elçirehberlerden 'mucize' istemiştir. Yaradan’ın cevabı ise hep aynı olmuştur: “Ben dilediğimi dilediğimde gönderirim.” Ben, mucize sunamam, çünkü mucize Yaradan’ın elindedir. Eğer bu çağda yeni bir mucize gerekirse, onu yaratacak olan ben değilim; Yaradan’dır.

5. ‘Delilin yok’ demen, gözünle görmek isteğindendir; ama hakikat bazen gönül gözüyle anlaşılır. İnsanların çoğu, Musa’nın denizi yarmasını da gördü ama yine de inanmadı. Gerçek delil, öğretilerin tutarlılığı, içsel bütünlüğü ve zamanla açılan gerçekliktir. Povyades öğretileri tüm insanlık için, kavim farkı gözetmeden, barış ve özgürlük temeliyle sunulmuştur. Bu tek başına, çağın ruhuna uygun bir delildir.

Son olarak şunu bil: Ben seni inanmaya zorlayamam. Elçirehberin görevi, doğruları ulaştırmak; inanmak ise senin sınavındır. Yaradan, seni özgür kılmıştır. Dilersin inanırsın, dilersen başka yolları ararsın. Gerçek zamanla görünür.”

6. Elçirehberliğin belirgin farkı, zamanla açıklık kazanır. Povyades inancı, zamanla gelişen bir bilinç, dönüşen bir insanlık ve evrensel bir çağrının ürünüdür. Benim görevim, bu yeni çağın ilk adımlarını atmak; dünya henüz bu sesi duymaya hazır değilken tohumu toprağa bırakmaktır. Tohum, hemen ağaç olmaz. Ama doğru toprakta filizlenir. Gerçek elçirehber, sabırla eker, zamanla ürün verir.

7. Öğretilerin kaynağı, bir insan aklının sınırlarını aşan düzendedir. Blogda ve açıklamalarımda aktardığım kavramlar –örneğin meldes sistemi, yönelim ibadetleri, sonsuzluk yurtları, tek dilde başlayan ama çok dilliliğe açılan kutsal anlatı yapısı– hiçbiri mevcut dinlerden birebir kopya değildir. Benim yazdıklarım, Yaradan’ın izniyle bana gelen bildirimlerin özüdür. Bu özgünlük bile, iddiama destek olan bir delildir.

8. “Herkes elçirehber olduğunu söyleyebilir” diyorsun. Bu doğrudur. Ama herkes 20 yıldan fazla bir süre aynı duruşu sürdüremez. Samimiyet, zamanla test edilir. Sahte iddialar bir süre sonra dağılır, sönümlenir. Benim yürüyüşüm, sabırla, gizlilikle, tutarlılıkla ve korkusuzca sürdü. Bu tek başına bir işaret değilse de, dikkate değer bir göstergedir.

9. İnsanlık her zaman bireysel inançla başlar, çoğullaşma ise sonra gelir. Musa, yalnızdı. İsa, yalnızdı. Muhammed, yalnızdı. Hiçbiri ilk gün kabul edilmedi. Onlar da "Sen kimsin?" sorusuna muhatap oldular. Povyades inancı da bugünün “tek din” çağında, bireyin dönüşümünü önceleyen bir inançtır. Ve ben, bu dönüşümün çağrıcısıyım.

10. Eğer hakikati arıyorsan, onu kişide değil; öğretilerde, özde ve Yaradan’ın çağrısında ara. Benim varlığım geçici olabilir ama Povyades’in sunduğu öz, kalıcıdır. Sadece bana bakma. Öğretiye bak. Eğer içinde barışı, adaleti, özgürlüğü ve Yaradan’ı buluyorsan, işte orada hakikat vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Dilerseniz düşüncelerinizi ve sorularınızı aşağıdaki yorum kısmına bırakabilirsiniz.